27 Temmuz 2013 Cumartesi
Biberli-Hindi-Şiş
Hindili biberli şiş tarifi aşağıda..
Malzemeler:
500 gr Hindi gögüs
5 tane Yeşil Biber
1 tane Kırmızı Biber
10 tane tahta çubuk şiş
Baharat karışımı kimyon,kırmızı toz biber,tuz, biberiye
4 yemek kaşığı Zeytinyağ
Yapılışı:
Hindi göğsümüzü kuşbaşı doğrayalım baharatlarımızla ve zeytinyağla birlikte karıştırıp
buzdolabında dinlendirelim.
Biberlerimizide küçük kesip hazırlıyalım,çubuklarımıza önce kırmızı,yeşil biberimizi ve
etimizden takalım sırasıyla bütün çubuklarımızı böyle hazırlayalımç
Fırınımızı gril ayarında ısıtalım. tepsimize fırın kağıdı serip şişlerimizi dizip fırına verelim
kızarınca çıkarıp servis edelim.
Goldmaster Ramazan Mutfaklarına Sihirli Eller Dokunuyor - 2.Menüm
Gold Master yarışması için hazırladığım 2.hafta menüm..
Sebzeli Mercimek Çorbası
Malzemeler:
2 su bardağı kırmızı mercimek
1 tane büyük boy kabak
1 baş soğan
3 diş sarımsak
1 tane soyulmuş domates
1tane kappa biberi
1 çay kaşığı tuz
1çay kaşığı kimyon
1 tatlı kaşığı nane
1 çay kaşığı pul biberi
2 yemek kaşığı tereyağ
2 su bardağı et suyu
5-6 su bardağı su
Hazırlanışı:
Mercimekler ayıklanıp yıkanır. Tenceremize mercimekle birlikte 4'e bölünmüş soğanı, sarımsağı, soyulmuş domatesi, doğranmış kabak ve biberimizi, et suyumuzu, 5-6 bardak su ve 1 tatlı kaşığı tuz ekleyip orta ateşte pişirelim. Malzemeler yumuşadıktan sonra çorbamızı el blenderi ile iyice ezelim. Daha sonra teryağı ile baharatlarımızı ilave edip bir taşım kaynatalım.
Afiyet olsun :)
Biberli Hindi Şiş:
Malzemeler:
500 gr Hindi gögüs5 adet Sivri Biber
1 adet Kırmızı Biber
10 adet tahta çubuk şiş
Baharat karışımı: 1er çay kaşığı kimyon, kırmızı toz biber, tuz, biberiye
4 yemek kaşığı Zeytinyağ
Hazırlanışı:
Hindi göğsümüzü kuşbaşı doğrayalım. Baharatlarımızla ve zeytinyağ ile marine edip
buzdolabında 1 saate yakın dinlendirelim.
Biberlerimizi küçük küçük doğrayalım ve çubuklarımıza sırasıyla kırmızı biber, yeşil biber ve
etimizi dizelim.
Fırınımızı izgara ayarına getirip önceden ısıtalım. Şişlerimizi fırın kağıdı serilmiş tepsimize dizelim hindiler kızarıncaya kadar pişirelim.
Afiyet olsun :)
Elma-Ayva-Portakalsuyu Reçeli
Bugün reçel yapmak bana çok keyif verdi dolapta kalan meyvaları değerlendirdim,
iyiki yapmışım harika oldu sizde meyvalarınız varsa muhakkak değerlendirin kendiniz yemeseniz bile güzelce süsleyip eşe dosta hediye edebilirsiniz.
Malzemeler;
3 tane ayva
4 tane Elma
3 tane taze sıkılmış Portakalsuyu
700 gr Şeker
1/2 Limon suyu
1/ 2 su bardağı su
Meyvaları soyduktan sonra tartım 700 gr geldi (sizde 1kg meyvadan yapmak isterseniz şekeri
ve suyu ona göre ayarlayın),
Yapılışı;
Meyvaları yıkayıp soyalım,minik minik kare doğrayalım.
Tenceremize şekerimizi,suyumuzu ve sıkılmış portakalımızı posasıyla şerbet gibi kaynatalım.
Hazırladığımız meyvaları şerbetin içine atalım kıvam alasıya kadar kaynatıp limonu ekliyelim biraz daha kaynatıp sıcakken kavonozlara doldurup sıkıca kapatıp ters cevirelim.
Afiyet Olsun
Kayısı Reçeli
Bugünkü tarifimiz de kayısı reçeli..
Malzemeler:
1.5 kg Kayısı
1.5 kg Şeker
2.5 Su bardağı su
1 Limon
Kayısının Çekirdekleri
Yapılışı:
Kayısıları ortadan ikiye bölüp ayırın.Tencereye şekeri ve suyu koyup şerbet gibi kaynatın.
Kayısıları ekleyin kıvam alana kadar pişirin,limon suyunu ve kayısı çekirdeklerini ekleyin.
Sıcakken kavonozlara doldurup,kapaklarını sıkıca kapatıp ters çevirin.
Soğuduktan sonra afiyetle kahvaltı sofralarınızda kızarmış ekmeklerinizle yiyin.
Afiyet Olsun
26 Temmuz 2013 Cuma
Tatlı Sefam'dan Çok Kolay ve Çok Lezzetli: Yalancı Mantı
İftara 15 dakika kadar varken, bir hafta kadar önce ayırdığım yufkayı dolaptan çıkardım... Birazdan
vereceğim tarifi yapmaktı niyetim. Ana yemek köfte olunca üzerine sos yapayım demiştim. Hazır sos
varken de Selma ablanın verdiği bu tarif de denenmeli diye düşünmüştüm.
Keşke başka birgün yemekte çok da birşey yokken düşünseymişim...
Ne bileyim 10 dakikada hazırlanan bu lezzet için köfteye bile kimsenin bakmayacağını..
Kendisine bana bu tarifi tavsiye ettiği için çok teşekkür ediyorum. Biz ailecek bayıldık...
Bundan sonra sık sık yapacağıma eminim...
Tarife geçmeden önce Selma Ablaya sorduğum sorulara verdiği cevapları okumak isterseniz
buyrun:
vereceğim tarifi yapmaktı niyetim. Ana yemek köfte olunca üzerine sos yapayım demiştim. Hazır sos
varken de Selma ablanın verdiği bu tarif de denenmeli diye düşünmüştüm.
Keşke başka birgün yemekte çok da birşey yokken düşünseymişim...
Ne bileyim 10 dakikada hazırlanan bu lezzet için köfteye bile kimsenin bakmayacağını..
Kendisine bana bu tarifi tavsiye ettiği için çok teşekkür ediyorum. Biz ailecek bayıldık...
Bundan sonra sık sık yapacağıma eminim...
Tarife geçmeden önce Selma Ablaya sorduğum sorulara verdiği cevapları okumak isterseniz
buyrun:
-Site açmaya nasıl karar verdiniz?
-Değişik tarifleri yapmayı severim, senelerdir blogları gezerim, benim de dijital ortamda tarif defterim olsun
istedim
istedim
-Bloğunuza yazdığınız ilk yazı nedir?
-Bloğumu cok acemice acele açtım bazılarını sildim ilk tariflerimde
yazım bile yok, tek kusurum yazıda tembel olmam cok pratik yazmaya çalışıyorum
-Sizi ilk izlemeye alan blog hangisi?
-Dilek Afyon Avcı hanım, hatta ilk açtığım anda takibe almıştı...
-Bloğunuzu hangi sıklıkta güncelliyorsunuz?
-Genellikle her gun ya da 2 gun ara ile tabi bir işim olmazsa. Sosyal hayattan kopmadan, çünkü gerçekten çok emek işi.
-Hergün ziyaret ettiğiniz yemek blogları hangileri?
-İçlerinde çok kaliteli blogların da olduğu birçok blog var hergün ziyaret ettiğim...
-Bloğunuzun size kazandırdıkları neler?
-Burası oldukça değişik bir ortam bazılarını tanımadan görmeden seviyorsunuz, insan burdan bile elektriği alıyor
-Sitenizde en iddialı olduğunuz kategori hangisi?
-Tatlılara çok düşkün olduğum için daha çok tatlı pasta yaparım.
-Bloğunuza gelen ziyaretçilere 'bunu illa ki denemelisiniz' dediğiniz bir tarif var mı?
-Çok güzel bir pandispanya tarifim var bence kesinlikle denemeliler, hiç pişman olmazlar.
(Nasıl güzel kabarmış görmek isterseniz kesin tıklayın ziyaret edin derim)
-Bir yemek bloğunu açtığınızda dikkatinizi ilk çeken şey ne oluyor?
-İlk dikkatimi çeken tabi ki fotoğraflar oluyor.
-Sizce bir yemek sitesinin olmazsa olmazı nedir?
-Tariflerin resimli olması
-Tariflerin resimli olması
-Sizce mutfakta tecrübe mi önemli, heyecan mı?
-Bence ikisi de önemli.
-Bir de hangi tarifiyapmamı önerirsiniz? Çok zor olmayan...:))
-Bence en basıt ve guzel tarıfım bu (bence de :))
http://www.huselha.com/2013/ 05/citir-yufkali-yalanci- manti.html yanlız bekletmeden yemek gerekır beklerse yumusuyor.
Tatlı Sefam gerçekten herkesin yapabileceği kolay tariflerin olduğu güzel bir blog. Aynı zamanda da tarif çeşitliliği oldukça fazla.
Kısacası faydalanılabilecek, sahibinin bilgi ve tecrübeleriyle emek sarfedilip insanlığın hizmetine sunulmuş,ortamı sıcak bir yemek bloğu ziyaret etmek isterseniz buyrun: Tatlı Sefam
Şimdi tarifimize geçelim:
-İstediğiniz kadar yufka (bende bir tanecik vardı çok az geldi, aslında bir tane bir servis tabağını dolduruyor.)
-Yumurta beyazı (sanırım bir yufkaya bir tane yeter.)
-Kızatmak için sıvıyağ
Sos için;
-Bir rendelenmiş domates
-Bir tatlı kaşığı salça
-Zeytinyağı
-Tuz
-ve üzerine yoğurt
Yapılışı:
-Serdiğiniz yufkanın içine, çatalla çırptığınız yumurta beyazını fırça yardımıyla sürün.
-Yufkayı rulo yapıp bir parmak kalınlığında parçalara kesin.
-Ve bu parçaları kızgın yağda kızartın (bekletince yumuşadığını tekrar hatırlatalım)
-Sos için de salçayı biraz kavurun.
-Rendelediğiniz domatesi ekleyin
-Kıvam koyulaşınca bir fincan kadar sıcak su ekleyin.
Kızaran çıtırların üzerine yoğurt ve sosu gezdirip hemen servis edin...
Tatlı Sefam'a hem tarifi hem de sorularıma cevap verme nezaketi için çok teşekkür ediyorum...
Tatlı Sefam gerçekten herkesin yapabileceği kolay tariflerin olduğu güzel bir blog. Aynı zamanda da tarif çeşitliliği oldukça fazla.
Kısacası faydalanılabilecek, sahibinin bilgi ve tecrübeleriyle emek sarfedilip insanlığın hizmetine sunulmuş,ortamı sıcak bir yemek bloğu ziyaret etmek isterseniz buyrun: Tatlı Sefam
Şimdi tarifimize geçelim:
-İstediğiniz kadar yufka (bende bir tanecik vardı çok az geldi, aslında bir tane bir servis tabağını dolduruyor.)
-Yumurta beyazı (sanırım bir yufkaya bir tane yeter.)
-Kızatmak için sıvıyağ
Sos için;
-Bir rendelenmiş domates
-Bir tatlı kaşığı salça
-Zeytinyağı
-Tuz
-ve üzerine yoğurt
Yapılışı:
-Serdiğiniz yufkanın içine, çatalla çırptığınız yumurta beyazını fırça yardımıyla sürün.
-Yufkayı rulo yapıp bir parmak kalınlığında parçalara kesin.
-Ve bu parçaları kızgın yağda kızartın (bekletince yumuşadığını tekrar hatırlatalım)
-Sos için de salçayı biraz kavurun.
-Rendelediğiniz domatesi ekleyin
-Kıvam koyulaşınca bir fincan kadar sıcak su ekleyin.
Kızaran çıtırların üzerine yoğurt ve sosu gezdirip hemen servis edin...
Sonra da böyle kapış kapış yiyin:)
Tatlı Sefam'a hem tarifi hem de sorularıma cevap verme nezaketi için çok teşekkür ediyorum...
21 Temmuz 2013 Pazar
Fikir Olsun Diye; En İyi Yabancı Yemek Blogları
Biliyorsunuz, daha buralarda pek yeniyim.
Burası her ne kadar yemek sitelerine yönlendirme yapsa da, aynı zamanda bir yemek bloğu olacak inşallah. Niyetim o yönde... Bu bağlamda da araştırmalara başlamış durumdayım. Anladığınız üzere zaten Türk yemek sitelerinin birçoğunu uzun zamandır takip ediyorum ama şimdilerde Amerika'nın yemek bloglarına da sarmış durumdayım:)
Amerika'nın en iyi yemek bloglarını bulmak çok daha kolay çünkü bu konuda yazılmış bir sürü köşe yazısı, yapılmış bir sürü haber var..
İncelediğim bu bloglardan sizin için bir derleme yaptım. Tabi ki insan ille de kendi damak tadını, kendi alıştığı tarifleri görmek istiyor ama zaten bu bloglarda benim için tariflerden çok fotoğrafların kalitesi ve sunum öne çıkıyordu. Biliyorum birçoğunuz fotoğrafın kalitesinin çok önemli olduğunu düşünüyorsunuz, ben de kesinlikle öyle olduğunu düşünüyorum, aşağıdaki blogları inceleyince böyle olduğuna daha da çok inandım...
İngilizce bilemeseniz bile fotoğraflarına bakıp fikir edinebileceğiniz blogların linklerini ekliyorum..
Başta ünlü Savuer dergisinin yaptığı yarışmadaki finalistlerden derlediğim bu listede birçok yarışmada derece almış blogların linki var.
Göz atmak isterseniz buyrun:
Not Without Salt
Love and Lemons
Chasing Delicious
Happy Yolks
Tartelette
Spoon Fork Bacon
The Year ın Food
Joy the Baker
Desserts for Breakfast
Honey and Jam
Top Wıth Cinnamon
Sprouted Kitchen
Hipsterfood
The Forest Feast
Foodess
Adventures in Cooking
the Food Dept.
101 Cookbooks
Burası her ne kadar yemek sitelerine yönlendirme yapsa da, aynı zamanda bir yemek bloğu olacak inşallah. Niyetim o yönde... Bu bağlamda da araştırmalara başlamış durumdayım. Anladığınız üzere zaten Türk yemek sitelerinin birçoğunu uzun zamandır takip ediyorum ama şimdilerde Amerika'nın yemek bloglarına da sarmış durumdayım:)
Amerika'nın en iyi yemek bloglarını bulmak çok daha kolay çünkü bu konuda yazılmış bir sürü köşe yazısı, yapılmış bir sürü haber var..
İncelediğim bu bloglardan sizin için bir derleme yaptım. Tabi ki insan ille de kendi damak tadını, kendi alıştığı tarifleri görmek istiyor ama zaten bu bloglarda benim için tariflerden çok fotoğrafların kalitesi ve sunum öne çıkıyordu. Biliyorum birçoğunuz fotoğrafın kalitesinin çok önemli olduğunu düşünüyorsunuz, ben de kesinlikle öyle olduğunu düşünüyorum, aşağıdaki blogları inceleyince böyle olduğuna daha da çok inandım...
İngilizce bilemeseniz bile fotoğraflarına bakıp fikir edinebileceğiniz blogların linklerini ekliyorum..
Başta ünlü Savuer dergisinin yaptığı yarışmadaki finalistlerden derlediğim bu listede birçok yarışmada derece almış blogların linki var.
Göz atmak isterseniz buyrun:
Not Without Salt
Love and Lemons
Chasing Delicious
Happy Yolks
Tartelette
Spoon Fork Bacon
The Year ın Food
Joy the Baker
Desserts for Breakfast
Honey and Jam
Top Wıth Cinnamon
Sprouted Kitchen
Hipsterfood
The Forest Feast
Foodess
Adventures in Cooking
the Food Dept.
101 Cookbooks
19 Temmuz 2013 Cuma
Goldmaster Ramazan Mutfaklarına Sihirli Eller Dokunuyor - 1.Menüm
Gold Master için hazırladığım 1.hafta menüm..
Cevizli-Parmesanlı-Roka Salatası
Malzemeler:
1 demet Roka
1 adet Domates
2 adet küçük Salatalık
2 yemek kaşığı Zeytinyağ
4 sap Yeşil Soğan
Tuz
1 yemek kaşığı Balsamik Sirkesi
5 parça ince dilim Parmesan Peyniri (alternatif olarak kaşar dilimleri)
1/2 çay bardağı Ceviz
Yapılışı;
Rokamızı yıkayıp kurutalım ve doğrayalım. Yeşil soğanları, salatalığı ve domatesi de küçük küçük doğrayıp roka ile harmanlıyalım.
Zeytinyağını, balsamik sirke ve tuzu bir kabın içinde iyice karıştırıp, salatamızın üstüne dökelim.
Parmesan peyniri ve cevizle süsleyelip servis edelim.
Afiyet Olsun
Bu güzel iç acıçı salatayı Goldmaster Ramazan yarışması için hazırladım (doğaçlama)
Salçalı Biftek:
Malzemeler:
4 parça dana biftek
1 baş sarımsak
1 büyük boy Soğan
2 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
5 tane rendelenmiş domates
Tuz, karabiber, kekik ve 2 adet defne yaprağı
Yapılışı:
Etlerimizi yıkayalım ve mutfak peçetesinde suyunu çektirelim. Arzu edersek biftekleri ikiye bölelim.
Geniş bir tavaya tereyağımızı alalım ve eritip etlerimizi 2 taraflı hafif kızartıp (1-2 dak) bir tabağa alalım.
İnce doğranmış soğanı ve sarımsağı tavada soteleyelim sırasıyla domates rendesini, salçayı, baharatları şöyle bir iki dakika tavada pişirip etlerimizi sosumuzun içine yerleştirelim. Bir su bardağı sıcak su ekleyelim ve
kısık ateşte 1 saate yakın pişirelim.
Afiyet olsun.
18 Temmuz 2013 Perşembe
GOLDMASTER ŞAŞIRTIR
GoldMaster, Ramazan ayı boyunca yemek konusunda uzman blogger yazarlarını yarıştırıyor. Yarışma, 9 Temmuz Salı günü başlayacak ve 7 Ağustos Çarşamba günü saat 18:00’de sona erecek. Birinciye 1000 TL, ikinciye 750 TL ve üçüncüye 500 TL hediye çeki verilecek.
Yarışmaya katılan Blogger yazarları, Ramazan ayı boyunca her hafta ana yemek ve tatlı veya salatadan oluşan bir menü hazırlayarak toplamda 4 menü ve 8 adet yemek üretimi gerçekleştirecek. Yarışmacılar yapılan menüdeki her yemeğe ait bir fotoğraftan haftada 2 adet fotoğraf ve kısa yapım tarifini bloğunda post olarak girdikten sonra twitter ve instagram hesaplarından GoldMaster’ı tag’leyerek paylaşacaklar. Yarışmayı kazanan bloggerlar GoldMaster sosyal medya adreslerinde duyurulacak.
Celebrity Chef Ayvaz Akbacak, Yemek Bloggerı ve Chef Filiz Çatalkaya Orhan, Uzman Diyetisyen Ayşegül Bahar, Uzman Diyetisyen Özge Kelebek, Beygiad Başkanı Hayrettin Peksoy, Habertürk Köşe Yazarı Hande Şarman, Psikolojik Danışman, Yazar Aşkım Kapışmak, Müzisyen, Yazar, Gurme Ece Dorsay ve GoldMaster Genel Müdürü Sinan Bora olmak üzere 9 kişiden oluşan jüri 7 temel kritere göre puanlama yaparak kazananları belirleyecek.
Celebrity Chef Ayvaz Akbacak, Yemek Bloggerı ve Chef Filiz Çatalkaya Orhan, Uzman Diyetisyen Ayşegül Bahar, Uzman Diyetisyen Özge Kelebek, Beygiad Başkanı Hayrettin Peksoy, Habertürk Köşe Yazarı Hande Şarman, Psikolojik Danışman, Yazar Aşkım Kapışmak, Müzisyen, Yazar, Gurme Ece Dorsay ve GoldMaster Genel Müdürü Sinan Bora olmak üzere 9 kişiden oluşan jüri 7 temel kritere göre puanlama yaparak kazananları belirleyecek.
Bunlar sıra ile;
Mevsiminde sebze ve meyve kullanımı yoksa alternatifinde kuru kullanması
Baharatların uyumu
Yanındaki garnitür
Yemeğin sosu uyumu
Görsellik (tabağın alanı içindeki)
Uyumluluk
Mevsiminde sebze ve meyve kullanımı yoksa alternatifinde kuru kullanması
Baharatların uyumu
Yanındaki garnitür
Yemeğin sosu uyumu
Görsellik (tabağın alanı içindeki)
Uyumluluk
GoldMaster elektrikli küçük ev aletleri ürünlerinde geçerli olan hediye çekleri 1 Eylül 2013 - 1 Aralık 2013 tarihleri arasında kullanılabilecek ve ürünler sadece shop.goldmaster.com.tr adresinden sipariş edilebilecek.
Sosyal Medya Uzmanı Ohannes Kan'ın daveti ile Goldmaster biz yemek bloggerlarıyla Beylikdüzü fabrikada biraraya geldi.
Blogger toplantısı benim için çok heyacan vericiydi Blogger arkadaşlarla ilk defa karşılaştık, sevgili Sibel Bora Abdik Hanım bizi güler yüzüyle hem ağırladı ve çok güzel aydınlattılar. Schowroomlarına bayıldım birbirinden renkli kullanışlı küçük ev aletleri çocuklar için özel üretilmiş çok şık Hello Kitty modeller herşey çok güzeldi teşekkürler GOLD MASTER ŞAŞIRTTIN::::
Blogger toplantısı benim için çok heyacan vericiydi Blogger arkadaşlarla ilk defa karşılaştık, sevgili Sibel Bora Abdik Hanım bizi güler yüzüyle hem ağırladı ve çok güzel aydınlattılar. Schowroomlarına bayıldım birbirinden renkli kullanışlı küçük ev aletleri çocuklar için özel üretilmiş çok şık Hello Kitty modeller herşey çok güzeldi teşekkürler GOLD MASTER ŞAŞIRTTIN::::

PAUL Buluşması
Bu güzel mekanda bulunamadığım için çok üzgünüm en kısa zamanda gidilip enfes pastalar yemekler tadılacak. Ambiansına bayıldım çok şirin insanı içeri davet edici bir manzara .
1889’dan beri Fransız Mutfağının taze ve lezzetli ürünlerinin adresi olan PAUL İstanbul’da
Fransız mutfağının pastane ürünlerinden ev yapımı yemeklere uzanan tatlarının temsilcisi PAUL, BUYAKA AVM Ümraniye’de açıldı. Bir aile işletmesi olarak başlayan ve bugün 5. neslin işlettiği PAUL, 120 yılı aşkın tarihiyle Fransız mutfağını sevenlerin İstanbul’daki yeni adresi olmayı hedefliyor. PAUL, bugün 27 ülkede 500’ü aşkın şubesiyle her ay 5 milyondan fazla müşteriye hizmet veriyor.
PAUL, “Maison de Qualité” (Kalitenin sembolü) sloganıyla, usta aşçıların en taze ve doğal ürünleri kullanarak hazırladıkları Fransız geleneğinin lezzetlerini sunuyor. 1889’da küçük bir ailesi işletmesi olarak Kuzey Fransa’da kurulan PAUL bir aile şirketi olarak hizmet vermeye devam ediyor. Bugün 5. kuşağın devam ettirdiği PAUL, fırından yeni çıkan ekmek ve pastane ürünlerinden yemek çeşitlerine uzanan lezzetleriyle şimdi İstanbul’da BUYAKA AVM’de.
PAUL’ün ünlü el yapımı ekmeği 7 saatte hazırlanıyor
PAUL’un ünlü el yapımı geleneksel ekmekleri fırından çıktığında taze bir şekilde servis ediliyor. PAUL, Fransa’dan gelen özel öğütülmüş unla hazırlanan, uzun mayalanma süresiyle 7 saatte hazırlanarak yüksek besin değerine sahip olan 13 farklı çeşit ekmeğiyle aynı zamanda “ekmek sanatının ustası” olarak tanınıyor. PAUL’ün içi yumuşak dışarı çıtır özel kruvasanları da yine Fransa’nın lezzet geleneğini yaşatıyor.
PAUL, özel dekorasyonuyla dünyada “Fransız Yaşama Sanatı”nı temsil ediyor
PAUL sadece yemekleri ile değil, şık ve farklı tasarımı; Fransa’nın yerel rustik tarzı ile Paris tarzı çay salonunu birleştiren atmosferi ve hizmeti ile dünyanın her tarafında “Fransız Yaşam Sanatı” nın (French Art de Vivre) temsilcisi olarak biliniyor kabul ediliyor.
PAUL; kruvasan, çikolatalı ekmek gibi viennoiserie çeşitleri, omletler ve kahvaltılık sandviçlerden oluşan kahvaltı menüsü; salata ve sandviç çeşitleri, kiş ve gratenin yanı sıra ana yemeklerden oluşan zengin öğle ve akşam yemeği menüsü; ekler, turta, makaron, kek ve pasta çeşitlerine uzanan Salon de Thé (Çay saati) menüsüyle sağlıklı ve lezzetli tatlar sunuyor. Fransız çıtır ekmekli soğan çorbası; karides ve avokadolu sandviç; karamelize üzüm ve kabakla biftek, ızgara somon gibi farklı lezzetler sunan PAUL, menüsüne Türk damak zevkine uygun özel tatlar da ekledi. PAUL Türkiye’ye özel olarak fıstıklı ana yemekler, kuzu, Türk çayı ve Türk kahvesi sunuyor.Har ay 5 milyon müşteri, her yıl 100 bin kursiyer
PAUL, ekmek konusundaki uzmanlığıyla, en yüksek standartları sağlamak için çiftçilere bile eğitimler vererek, Fransız ekmek geleneğini dönüştüren bir role sahip. Ekmek konusunda köklü bir mirasa sahip olan PAUL, Fransa’da bulunan fırıncılık okulunda her yıl dünyanın dört bir yanından gelen 100.000 kişiye eğitim veriyor. Ayrıca PAUL’ün usta aşçıları tarafından verilen yoğun bir iç eğitim programı var. PAUL, her ay 5 milyondan fazla müşterisini ağırlıyor.
17 Temmuz 2013 Çarşamba
Ispanaklı Köfte
Ramazan ayı düşündürüyor insanı öyle değil mi?
Sürekli elimizin altında olanlara ezan vaktine kadar dokunamayınca insan, 'iftara kaç saat var?' diye sorma lüksü olmayan insanları hatırlıyor...
Yiyecek çok da birşey bulamadığı için iftar bekleme sevincinden yoksun insanlar...
Bir yerlerde var olduğunu hep bildiğimiz ama azıcık içimizi hüzünlendirmekten başka bir etki gücüne sahip olamayan insanlar...
Bizler iftarda yediklerimizi sindirme derdindeyken, doymuş olduğuna kendini inandırmaya çalışan insanlar...
Ne yapmalı bilmem ki, dedektif gibi fakir insan aranmaz elbet, belki güvenilir yardım kuruluşları bulup peşine düşülebilir, birkaç kapı çalınıp mutlu edilebilir...
İsterseniz bir hayal edin, fakir çocuğun midesini bayram ettirmenin mutluluğunu...
Siz de çok sevdiniz bu duyguyu değil mi:)
Açlıktan mideme kramplar girerken, klavyenin başına oturup yemek tarifi yazmadan önce niyeyse parmaklarım önce yukardaki harflere dokundu...
Ben biraz midesine düşkün bir insanım da... Bu sebepten, açlıktan karnıma kramplar falan girer...:)
Bir de, aç karna yemek sitelerine girme, Oktay Usta izleme gibi mazoşist bir huyum var ki sormayın..:)
Bu tarifi de Oktay Ustadan öğrenmiştim.
Börek yapma niyetine aldığım ıspanak bozulmaya yüz tutunca onu çürümekten, kendimi de israftan kurtarmak için ıspanakları köftenin içine yerleştirdim.. İyi ki de yerleştirmişim....
Denemek isterseniz;
Malzemeler:
-400 gr kıyma
-1 soğan
-1 yumurta
-2 diş sarımsak
-1 demet ıspanak
-Galeta unu ya da bayat ekmek
Garnitür için;
-1 kase domates sos (Ben bir kaşık salçayı yağda soteleyip bir domates rendesiyle pişirmiştim ve çok duru olsun istemedim ama bir dahaki sefere duru yapacağım)
-4 patates
-1 tutam biberiye
-Tuz
-Karabiber
-Zeytinyağı
Yapılışı:
-Soğan rendelenir ve diğer kıyma malzemeleriyle karıştırılıp yoğrulur.
-Galeta ununu yarım su bardağı kadar kullandım.
-Ispanak ve sarımsak doğranır.
-Az sıvıyağda sarımsak sotelenir ve ıspanak ilave edilir.
-Tuz ve karabiber eklenip altı kapatılır.
-Köfte harcından portakal büyüklüğünde parçalar koparılır ve yuvarlanır.
-Temiz bir poşetin üstüne konur ve yine bir kat poşetle üzerine bastırılır.
-Suyu süzülen ıspanak harcı büyütülen köftenin üzerine konur ve poşet yardımıyla rulo yapılır.
-Kenarlarına da iyice bastırdıktan sonra fırın kabına yerleştirilir.
-Patatesler kızgın yağda yarı kızartılır ve onlar da tepsiye dizilir.
-Üzerine biberiyeler serpilir.
-Ben kendim yaptığım sosu da fırına vermeden tepsinin üzerine gezdirdim ama dilerseniz sosu pişirdikten sonra fırından çıkardığınız yemeğin üzerine gezdirebilirsiniz...
-Köfteler istenildiği gibi dilimlenerek servis edilir...
Afiyet olsun, ağzınızın tadı hiç bozulmasın.
Sürekli elimizin altında olanlara ezan vaktine kadar dokunamayınca insan, 'iftara kaç saat var?' diye sorma lüksü olmayan insanları hatırlıyor...
Yiyecek çok da birşey bulamadığı için iftar bekleme sevincinden yoksun insanlar...
Bir yerlerde var olduğunu hep bildiğimiz ama azıcık içimizi hüzünlendirmekten başka bir etki gücüne sahip olamayan insanlar...
Bizler iftarda yediklerimizi sindirme derdindeyken, doymuş olduğuna kendini inandırmaya çalışan insanlar...
Ne yapmalı bilmem ki, dedektif gibi fakir insan aranmaz elbet, belki güvenilir yardım kuruluşları bulup peşine düşülebilir, birkaç kapı çalınıp mutlu edilebilir...
İsterseniz bir hayal edin, fakir çocuğun midesini bayram ettirmenin mutluluğunu...
Siz de çok sevdiniz bu duyguyu değil mi:)
Açlıktan mideme kramplar girerken, klavyenin başına oturup yemek tarifi yazmadan önce niyeyse parmaklarım önce yukardaki harflere dokundu...
Ben biraz midesine düşkün bir insanım da... Bu sebepten, açlıktan karnıma kramplar falan girer...:)
Bir de, aç karna yemek sitelerine girme, Oktay Usta izleme gibi mazoşist bir huyum var ki sormayın..:)
Bu tarifi de Oktay Ustadan öğrenmiştim.
Börek yapma niyetine aldığım ıspanak bozulmaya yüz tutunca onu çürümekten, kendimi de israftan kurtarmak için ıspanakları köftenin içine yerleştirdim.. İyi ki de yerleştirmişim....
Denemek isterseniz;
Malzemeler:
-400 gr kıyma
-1 soğan
-1 yumurta
-2 diş sarımsak
-1 demet ıspanak
-Galeta unu ya da bayat ekmek
Garnitür için;
-1 kase domates sos (Ben bir kaşık salçayı yağda soteleyip bir domates rendesiyle pişirmiştim ve çok duru olsun istemedim ama bir dahaki sefere duru yapacağım)
-4 patates
-1 tutam biberiye
-Tuz
-Karabiber
-Zeytinyağı
Yapılışı:
-Soğan rendelenir ve diğer kıyma malzemeleriyle karıştırılıp yoğrulur.
-Galeta ununu yarım su bardağı kadar kullandım.
-Ispanak ve sarımsak doğranır.
-Az sıvıyağda sarımsak sotelenir ve ıspanak ilave edilir.
-Tuz ve karabiber eklenip altı kapatılır.
-Köfte harcından portakal büyüklüğünde parçalar koparılır ve yuvarlanır.
-Temiz bir poşetin üstüne konur ve yine bir kat poşetle üzerine bastırılır.
-Suyu süzülen ıspanak harcı büyütülen köftenin üzerine konur ve poşet yardımıyla rulo yapılır.
-Kenarlarına da iyice bastırdıktan sonra fırın kabına yerleştirilir.
-Patatesler kızgın yağda yarı kızartılır ve onlar da tepsiye dizilir.
-Üzerine biberiyeler serpilir.
-Ben kendim yaptığım sosu da fırına vermeden tepsinin üzerine gezdirdim ama dilerseniz sosu pişirdikten sonra fırından çıkardığınız yemeğin üzerine gezdirebilirsiniz...
-Köfteler istenildiği gibi dilimlenerek servis edilir...
Afiyet olsun, ağzınızın tadı hiç bozulmasın.
15 Temmuz 2013 Pazartesi
Süttozu ve Sucuklu Mantarlı Pizza
Uyku tutmayan bir Ramazan gecesinden herkese merhaba...
Sizin de benim gibi uyku dengeniz bozuldu mu bilmiyorum ama sahur vaktinin yaklaştığı şu saatlerde kafamı meşgul edecek birşeylerle uğraşmazsam uyuyakalabileceğimden, oturup bloğuma yazı yazmaya karar verdim...
Geçenlerde yapıp fotoğrafını çektiğim bu pizza tarifi, hamuru yatmadan hazırlanıp sahura pişirilebilecek ideal bir sahur yemeği olabilir. Sahuru hafif tariflerle geçirenlere tavsiye edilmez tabi ama hamur işine düşkün bir toplum olarak birçoğumuzun sahurda pizza yiyebileceğini düşünüyorum...
Bu pizzaysa çok çok lezzetli bir pizzaydı gerçekten.. Hani şu tepsiden her seferinde birkaç daha dilim almak istediklerinizden... Bence en farklı özelliği hamurunda süttozu olması. Siz kullanıyor musunuz bilmiyorum ama süttozu denen nimet mutfağıma girdiğinden beri pek sevdim kendisini. Hem yoğurdumu mayalarken, hem de birçok ekmek ve hamur işnide kullanıyorum. Sonuç olarak da kıvamı çok güzel hamurlarım oluyor...
Not: Süttozunuz yoksa suyun 1/4 bardaklık kısmını sütle değiştirin...
Denemek isterseniz,
-Bütün kuru malzemeleri karıştırın.
-Tereyağının oda sıcaklığında olmasına dikkat edin.
-Ilık suyla kuru malzemleri karıştırın.
(Benim mayayı suda eritip diğer malzemeyle karıştırmışlığım da var çok fark olmuyor..)
-Unladığınız zeminde hamurunuzu üzerine bastırdığınızda geri geleceği âna kadar yoğurun:)
-Yarım saat kadar mayalanmasını bekleyin.
-Yağladığınız fırın tepsinize hamuru 1/2 cm kalınlığında yayın.
(Bu işlemi ben ellerimi yağlayıp yapıyorum ama hamurun her tarafa homojen dağılmasına dikkat etmeniz gerekiyor. Merdaneyle de yapabilirsiniz, ya da hamurdan parçalar koparıp küçük pizzalar da yapabilirsiniz. Hamur oynamaya müsait bir kıvamda oluyor:))
-Tepsideki hamuru da 15 dk dinlendirin.
Bu arada sosunu ve üst malzemelerini hazırlayabilirsiniz.
-Küçük bir tavaya ya da sos tenceresine zeytinyağını ve tereyağını koyun,
-Salçayı yağda eritip rendelediğiniz domatesi ekleyin.
-Tuzunu da ekleyin ve kıvamı çok yoğun olmayan sürülebilecek bir sos hazırlayın. Kıvam için gerekirse sıcak su ekleyin...
-Sos kıvamını yakalarken mantarları ve sucukları ince ince doğrayın.
-Ben birkaç tane yeşil zeytin de dilimledim.
-Hamurun üzerine fırça yardımıyla sosunuzu sürün ve rendelediğiniz peyniri serpiştirin.
-Üzerine malzemelerinizi serpiştirin ve tekrar peynir serpin.
-Önceden ısıttığınız 180 derecelik fırında pizzanızı 15-20 dk pişirin.
Sonra da afiyetle yiyin:)
İftarın çabucak geldiği oruçlar diliyorum:)))
Sizin de benim gibi uyku dengeniz bozuldu mu bilmiyorum ama sahur vaktinin yaklaştığı şu saatlerde kafamı meşgul edecek birşeylerle uğraşmazsam uyuyakalabileceğimden, oturup bloğuma yazı yazmaya karar verdim...
Geçenlerde yapıp fotoğrafını çektiğim bu pizza tarifi, hamuru yatmadan hazırlanıp sahura pişirilebilecek ideal bir sahur yemeği olabilir. Sahuru hafif tariflerle geçirenlere tavsiye edilmez tabi ama hamur işine düşkün bir toplum olarak birçoğumuzun sahurda pizza yiyebileceğini düşünüyorum...
Bu pizzaysa çok çok lezzetli bir pizzaydı gerçekten.. Hani şu tepsiden her seferinde birkaç daha dilim almak istediklerinizden... Bence en farklı özelliği hamurunda süttozu olması. Siz kullanıyor musunuz bilmiyorum ama süttozu denen nimet mutfağıma girdiğinden beri pek sevdim kendisini. Hem yoğurdumu mayalarken, hem de birçok ekmek ve hamur işnide kullanıyorum. Sonuç olarak da kıvamı çok güzel hamurlarım oluyor...
Not: Süttozunuz yoksa suyun 1/4 bardaklık kısmını sütle değiştirin...
Denemek isterseniz,
Malzemelerimiz:
Yapılışı:
-Bütün kuru malzemeleri karıştırın.
-Tereyağının oda sıcaklığında olmasına dikkat edin.
-Ilık suyla kuru malzemleri karıştırın.
(Benim mayayı suda eritip diğer malzemeyle karıştırmışlığım da var çok fark olmuyor..)
-Unladığınız zeminde hamurunuzu üzerine bastırdığınızda geri geleceği âna kadar yoğurun:)
-Yarım saat kadar mayalanmasını bekleyin.
-Yağladığınız fırın tepsinize hamuru 1/2 cm kalınlığında yayın.
(Bu işlemi ben ellerimi yağlayıp yapıyorum ama hamurun her tarafa homojen dağılmasına dikkat etmeniz gerekiyor. Merdaneyle de yapabilirsiniz, ya da hamurdan parçalar koparıp küçük pizzalar da yapabilirsiniz. Hamur oynamaya müsait bir kıvamda oluyor:))
-Tepsideki hamuru da 15 dk dinlendirin.
Bu arada sosunu ve üst malzemelerini hazırlayabilirsiniz.
Sos ve Üstü İçin Malzemeler;
-Küçük bir tavaya ya da sos tenceresine zeytinyağını ve tereyağını koyun,
-Salçayı yağda eritip rendelediğiniz domatesi ekleyin.
-Tuzunu da ekleyin ve kıvamı çok yoğun olmayan sürülebilecek bir sos hazırlayın. Kıvam için gerekirse sıcak su ekleyin...
-Sos kıvamını yakalarken mantarları ve sucukları ince ince doğrayın.
-Ben birkaç tane yeşil zeytin de dilimledim.
-Hamurun üzerine fırça yardımıyla sosunuzu sürün ve rendelediğiniz peyniri serpiştirin.
-Üzerine malzemelerinizi serpiştirin ve tekrar peynir serpin.
-Önceden ısıttığınız 180 derecelik fırında pizzanızı 15-20 dk pişirin.
Sonra da afiyetle yiyin:)
İftarın çabucak geldiği oruçlar diliyorum:)))
11 Temmuz 2013 Perşembe
EN İYİ YEMEK SİTELERİNİN GÜLLAÇ TARİFLERİ
Güllaçsız Ramazan olur mu?
olmaaaaazzzz.....
Sitenizde güllaç tarifi var ve burda linki olsun isterseniz yorum kutusuna güllaç postunuzun linkini bırakabilirsiniz..
Mutfak Sırları 1(Güllaç)
Mutfak Sırları 2(Sakızlı Muhallebili Güllaç)
Mutfak Sırları 3 (Taze Meyveli Dondurmalı Güllaç)
Mutfak Sırları 4(Dondurmalı Pudingli Güllaç)
Cahide Sultan Kesmikli Güllaç
Oktay Usta 1(Muhallebili Güllaç)
Oktay Usta 2(Fındıklı Sanma Güllaç)
Oktay Usta 3(Bademli Fıstıklı Güllaç)
Oktay Usta4(Fincanda Güllaç)
Oktay Usta 5(Muzlu Damla Sakızlı Güllaç)
Oktay Usta 6(Saray Usulü Güllaç)
Oktay Usta 7 (Damla Sakızlı Vişneli Güllaç)
Portakal Ağacı 1(Güllaç)
Portakal Ağacı 2(Sakızlı Güllaç)
Hafif Tarif 1(Güllaç)
Hafif Tarif 2(Güllaç Pastası)
Birsence 1 (Güllaç)
Birsence 2 (Muhallebili Güllaç)
Birsence 3 (Elmalı Sarma Güllaç)
Birsence 4(Dondurmalı Güllaç)
Kekevi 1 (Güllaç)
Kekevi 2 (Sakızlı Muhallebili Güllaç)
Kevser'in Mutfağı Güllaç
Klasik Tatlar Güllaç
Devletşah Bademli Güllaç
Tümay'ın Mutfağı 1 (Kayısı Püreli Güllaç)
Tümay'ın Mutfağı 2 (Muhallebili Güllaç)
Gülay Mutfakta Güllaç
Mis Gibi Güllaç
Arda'nın Mutfağı Güllaç
Sultan Yemek Tarifleri Güllaç
Pastacı Kız Güllaç
Bi Tutam Güllaç
Ev Atölyesi 1 (Güllaç)
Ev Atölyesi 2 (Muhallebili Güllaç)
Tarifler Muhallebili Güllaç
Rumma Güllaç
Bir Kase Lezzet Cevizli Güllaç
Anne Eli Gibi 1 (Çilekli Güllaç)
Anne Eli Gibi 2 (Kuru Meyveli Güllaç)
Saklı Lezzetler Güllaç
Deryayla Lezzetler 1 (Güllaç)
Deryayla Lezzetler 2 (Damla Sakızlı Güllaç)
Deryayala Lezzetler 3 (Kaymaklı Cevizli Sarma Güllaç)
Annemin Eli Muhallebili Güllaç
Muhterem'le Afiyetle Güllaç
Sibel'in Kahvesi Lorlu Güllaç
Ihlamurcum Cevizli Kajulu Güllaç
Yasemin Mutfakta Güllaç Pastası
Yemekbahane Muhallebili Güllaç
Tatesal Güllaç
Yemek Cini 1 (Cevizli Sarma Güllaç)
Yemek Cini 2 (Kaymaklı Sarma Güllaç)
Yemek Cini 3 (Sakızlı Muhallebili Güllaç)
Yemek Aşkı 1 (Cevizli Güllaç)
Yemek Aşkı 2 (Damla Sakızlı Muhallebili Güllaç)
Bir Tutam Kekik Güllaç Sarması
Alternatif Mutfak Güllaç
Değişik Tatlar Güllaç
Pembe Tatlar Güllaç
Sevalce Maraş Dondurmalı Güllaç
Tazenane 1 (Fincanda Güllaç)
Tazenane 2 (Fındıklı Güllaç)
100de100 Marifet Kaymaklı Güllaç Sarması
Mis Kokulu Lezzetler Sakızlı Muhallebili Güllaç
Cafe Derin's Güllaç
Binbir Çeşni 1 (Güllaç)
Binbir Çeşni 2 (Sakızlı Güllaç)
Binbir Çeşni 3 (Sakız Muhallebili Güllaç)
Binbir Çeşni 4(Kaymaklı Güllaç Sarması)
Hasretli Lezzetler Güllaç
Sevgiden Esintiler İrmik Dolgulu Güllaç
Çikolata Kavanozum Güllaç
Tombul Tarifler Gillaç
Mutfak Notları Güllaç
Limonlu Kek Güllaç
Pasta'nbul Güllaç
Gökyüzünün Elleri Güllaç
Turuncu Tatlar (Kasede Güllaç)
Lezzetli Sanatlar (Cevizli Gullac)
10 Temmuz 2013 Çarşamba
Asyadan Gelen Esintiyle Evde Kuru Yufka Yapmak:)
Öncelikle herkese hayırlı Ramazanlar...
Rabbim herkese maddi-manevi güzelliklerle dolu bir ay nasip etsin...
Manevi hediyelerinin yanında bu ayın sofralarımızı da şenlendirdiğine şüphe yok..
Sahuruydu iftarıydı derken herkes hem göze, hem mideye, hem de gönle hitap edecek sofralar düzme çabasında. Bunun için de çaldıkları kapı artık tarif defterlerinden çok yemek siteleri...
Sezon açılmış durumda yani:)
Benim çocukluğumun Ramazanı deyince aklıma illa ki sahurda yediğim 'muska' gelir... Bizim oralarda çoğu evde ekmek evi olur ve bu ekmek evlerinde Ramazan için yufkalar açılır, bükmeler yapılır.. Konu komşu herkese dağıtılırdı bu bükmeler...(gözleme de diyebiliriz)
İşte yapılan bu yufkalar sahurlarda mutlaka muska böreğine dönüşür. Anneciğimin uyandırmasıyla burnuma gelen o muska kokusu benim için sahuru çok zevkli hale getirirdi:)
Buralarda ekmek evimiz falan yok malesef... Ateşi yakıp üzerine saç koymalar, o saçlarda pişen ekmekler, börekler... Dumanı görünce gelen komşular: ''huuuu berketli olsun'' lar artık yok :))
Ama ev hanımları o kadar maharetli ki herşeyin bir telafisini buluyorlar maşallah ;)
Bu yazının sevgili konuğu da işte bu telafilerin tam uzmanı!
Asya'dan Esintiler bloğunun yazarı Şule Hanım...
Bugünkü tarif de işte bu tariflerden birisi: Sahurda muskasız kalmamak için tavada yufka:) Ama tarife geçmeden önce bu blogdan bahsedelim biraz...
Bloğu zaten biliyorsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız, bilmiyorsanız da tıklar tıklamaz anlayacaksınız ki, kendisi mutfakta sınır tanımayan, benim gibi bazı lezzetleri sadece özlemek yerine adeta mutfağını bir atölyeye çevirerek ev halkına sunan bir hanım kendisi...
Memleketten uzakta olması büyük bir etken tabi bunda.... Öyle oluyor, insan gurbetteyken özlediklerine kendince kavuşmaya çalışıyor...
Ben çok seviyorum böyle blogları. Üretmek için açılmış sanki bu bloglar; hem herşeyin ev yapımı doğal olanı, hem de özlediğimiz lezzetleri de soframıza getirmiş oluyorlar.
Tabi azıcık maharet de lazım ama şimdiye kadar yemek sitelerinden ne kadar çok şey öğrendiğimi düşünecek olursam, herşeyin öğrenilebileceğine inancımın tam olduğunu söyleyebilirim.
Şule hanıma da sorular sordum sağolsun o da cevapladı...
Çok güzel tarifler gelmeye devam edecek.
-Bir yemek bloğunu açtığınızda dikkatinizi ilk çeken şey ne oluyor?
-Dikkatimi çeken ilk şey yemeğin fotoğrafıdır.Lezzetini ve nasıl olabileceğini o fotoğrafa bakarken hayal ederim.
-Sizce mutfakta tecrübe mi önemli, heyecan mı?
-Tabiki tecrübe en önemli unsur.Öğrenmenin sınırı yok.
-Bir yemek bloğunun olmazsa olmazı nedir sizce?
-Yemek sitesinde bence olmazsa olmaz olan şey tariflerin denenerek yayınlanması ve yapım aşamalarıdır.Anlaşılabilir olması çok önemli.
Afiyet olsun:)
Rabbim herkese maddi-manevi güzelliklerle dolu bir ay nasip etsin...
Manevi hediyelerinin yanında bu ayın sofralarımızı da şenlendirdiğine şüphe yok..
Sahuruydu iftarıydı derken herkes hem göze, hem mideye, hem de gönle hitap edecek sofralar düzme çabasında. Bunun için de çaldıkları kapı artık tarif defterlerinden çok yemek siteleri...
Sezon açılmış durumda yani:)
Benim çocukluğumun Ramazanı deyince aklıma illa ki sahurda yediğim 'muska' gelir... Bizim oralarda çoğu evde ekmek evi olur ve bu ekmek evlerinde Ramazan için yufkalar açılır, bükmeler yapılır.. Konu komşu herkese dağıtılırdı bu bükmeler...(gözleme de diyebiliriz)
İşte yapılan bu yufkalar sahurlarda mutlaka muska böreğine dönüşür. Anneciğimin uyandırmasıyla burnuma gelen o muska kokusu benim için sahuru çok zevkli hale getirirdi:)
Buralarda ekmek evimiz falan yok malesef... Ateşi yakıp üzerine saç koymalar, o saçlarda pişen ekmekler, börekler... Dumanı görünce gelen komşular: ''huuuu berketli olsun'' lar artık yok :))
Ama ev hanımları o kadar maharetli ki herşeyin bir telafisini buluyorlar maşallah ;)
Bu yazının sevgili konuğu da işte bu telafilerin tam uzmanı!
Asya'dan Esintiler bloğunun yazarı Şule Hanım...
Bugünkü tarif de işte bu tariflerden birisi: Sahurda muskasız kalmamak için tavada yufka:) Ama tarife geçmeden önce bu blogdan bahsedelim biraz...
Bloğu zaten biliyorsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız, bilmiyorsanız da tıklar tıklamaz anlayacaksınız ki, kendisi mutfakta sınır tanımayan, benim gibi bazı lezzetleri sadece özlemek yerine adeta mutfağını bir atölyeye çevirerek ev halkına sunan bir hanım kendisi...
Memleketten uzakta olması büyük bir etken tabi bunda.... Öyle oluyor, insan gurbetteyken özlediklerine kendince kavuşmaya çalışıyor...
Ben çok seviyorum böyle blogları. Üretmek için açılmış sanki bu bloglar; hem herşeyin ev yapımı doğal olanı, hem de özlediğimiz lezzetleri de soframıza getirmiş oluyorlar.
Tabi azıcık maharet de lazım ama şimdiye kadar yemek sitelerinden ne kadar çok şey öğrendiğimi düşünecek olursam, herşeyin öğrenilebileceğine inancımın tam olduğunu söyleyebilirim.
Şule hanıma da sorular sordum sağolsun o da cevapladı...
-Site açmaya nasıl karar verdiniz?
-Yaptığım yemekler,tatlılar,börek,çörek...vs tüm yiyecekler beğeni görüyor ve sürekli tarif isteniyor diye bundan herkes faydalansın istedim.Bu sebeple site açmaya karar verdim.
-Bloğunuza yazdığınız ilk yazı nedir?
-'Uzun zamandır oluşturmak istediğim sitemi nihayet eşiminde yardımlarıyla kurdum.4 yıldır Bişkekte yaşadığımız için öncelikle Kırgızistanin doğal güzelliklerini sizlerle paylaşmak istedim.Aynı zamanda da lezzetli yemek tarifleri,hamur işleri,pastalar,tatllılar ,kurabiyelerle gözünüze ve damağınıza hitap edecek sunumlarla burada olacağım.'
demiştim ve inşallah, yoluma devam etmek istiyorum.İlk böyle bir başlangıç yapmıştım.
demiştim ve inşallah, yoluma devam etmek istiyorum.İlk böyle bir başlangıç yapmıştım.
-Bloğunuzu hangi sıklıkta güncelliyorsunuz?
-Bazen gün aşırı, bazende 2-3 günde bir güncelleme yapıyorum
-Hergün ziyaret ettiğiniz yemek blogları hangileri?
-Çoğunlukla takip ettiğim bloklara bakarım.Yeni yayın yapmışlarsa tıklar bakarım.İki tane küçük kızım var.Zaman sıkıntım oluyor.Sürekli bilgisayarın başında vakit geçirmiyorum.Yapacak o kadar işim var ki sormayın:)
-Bloğunuzun size kazandırdıkları neler?
-Şuan için bloğumdan bir kazancım yok.İnsanlara faydalı olayım yeter.Daha 7 aylık bir site olmasına rağmen her şey iyi gidiyor.İş dolayısı ile yurt dışındayım.İnşallah seneye dönüyoruz.Bu kazanım olayını dönünce ele almayı düşünüyorum:)Ama benim için en büyük kazanç beni severek takip eden bir çok izleyicimin olması ve bu sayının gün geçtikçe artması.
-Sitenizde en iddialı olduğunuz kategori hangisi?
-Bütün kategorilerim de iddalıyım.Evimde pişirdiğim tarifleri yayınlıyorum.Et,balık,tavuk daha çok ilgi alanımda diyebilirim.Tatlılarıda söylemeden geçemeyeceğim.Yayınlanacak o kadar tarif var ki.Çok güzel tarifler gelmeye devam edecek.
-Bir yemek bloğunu açtığınızda dikkatinizi ilk çeken şey ne oluyor?
-Dikkatimi çeken ilk şey yemeğin fotoğrafıdır.Lezzetini ve nasıl olabileceğini o fotoğrafa bakarken hayal ederim.
-Sizce mutfakta tecrübe mi önemli, heyecan mı?
-Tabiki tecrübe en önemli unsur.Öğrenmenin sınırı yok.
-Yemek sitesinde bence olmazsa olmaz olan şey tariflerin denenerek yayınlanması ve yapım aşamalarıdır.Anlaşılabilir olması çok önemli.
Kendisine sorularıma cevap verme nezaketi için çok teşekkür ediyorum...
Şimdi evde kuru yufka yapımına geçebiliriz:
Bu kuru yufka inşallah Ramazan boyunca başta muska börek olmak üzere, arasına et dürüm yapacağımız lavaş şekline de girecek inşallah... Bir de ben hani kahvaltılık yumurtalı patates yapılır ya, bu yufkanın içine onu sarıp yemeyi de çok seviyorum:)
Malzemeler oldukça basit: Un, tuz ve su.
Bu tarz tarifleri için un ölçüsünün tam verilememesi gerçekten sinir bozucu ama gerçekten un ölçüsü çeşidine göre çok farklılık gösteriyor...
Kulak memesinden biraz daha sert bir hamur yoğurup on dakika kadar dinlendirdikten sonra tavanızın büyüklüğüne göre küçük bezeler yapın ve incecik açın. Sonra da tavada önlü arkalı pişirin.
Resimler yetecek zaten tarif yerine:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)